Mamografi, meme dokusunun görüntülenmesi için tıpta kullanılan en temel yöntemdir. Mamografide görüntü elde etmek için düşük dozda röntgen, yani ‘X ışınları’, kullanılır. Mamografide kullanılan yaklaşık tanısal doz 2-2,5 mSv olup, doğal yollarla alınan yıllık radyasyon dozundan azdır ve tanı amaçlı kullanılması güvenilirdir.
Bunun yanında, meme kanseri kadınlarda en çok rastlanan kanser türüdür. Erken evrede saptanması, tedavinin başarı oranını ve sağkalımı artırmaktadır. Meme kanserinin erken tanısında mamografi birincil görüntüleme yöntemidir. Çünkü diğer tetkiklerle gösterilemeyen ve meme kanserinin belirteci sayılan kireçlenmeler ancak bu yöntemle görülebilir.

Tarama mamografisi, sağlıklı kadınlarda 40 yaş üstünde uygulanmakta ve yılda bir kez yapılması önerilmektedir.
Tanısal mamografi ise memede ele gelen kitle, ciltte ve meme başında şekil değişikliği ile akıntı gibi şikayetleri olan kadınlarda tanı amaçlı yapılmaktadır.

Dijital mamografi, meme dokusundan elde edilen verilerin bilgisayarlar tarafından işlenerek görüntü elde edilmesine dayanır. Tomosentez mamografi, meme dokusundan bir defa yerine, farklı açılarda birçok kesit alarak memenin detaylı görüntülenmesini sağlayan güncel bir teknolojidir. Meme kanseri yakalama oranını artırdığı gösterilmiştir.

Merkezimizde dijital mamografiler, düşük doz tomosentez tekniği kullanılarak son model cihazlar ile çekilmektedir. Bu yöntemle meme, 1 mm’lik ince kesitler kullanılarak 3 boyutlu olarak görüntülenmekte ve meme dokusu tarafından örtülen küçük kitlelerin ortaya çıkması kolaylaşmaktadır.
Bu cihazlarda çekim sırasında memenin sıkıştırılma oranı, meme dokusunun kendi yapısına göre ayarlanmakta ve hastanın maksimum konforu sağlanmaktadır.

Merkezimizde, görüntüler PACS ile depolanmakta ve hastalarımızın önceki tetkikleri ile karşılaştırmalı olarak değerlendirme yapılmaktadır. Elde edilen görüntüler iki farklı yapay zeka yöntemi ile taranmakta ve bu durum tanıya belirgin katkı sağlamaktadır.

Mamografideki tüm bu teknolojik gelişmeler, meme kanseri saptama oranını belirgin şekilde artırmış olsa da bu oran hâlen %60-90 arasında bildirilmektedir. Meme dokusu yoğun kadınlarda bu oran daha da düşük olabilir ve ultrasonografi ile bazen MR görüntüleme gibi ileri görüntüleme yöntemlerine ihtiyaç duyulabilir.